DEVRİMCİ ÖĞRETMEN
SAYILAR

SAYI 1 (ARALIK 1976)

SAYI 1 (ARALIK 1976)

SAYI 1 (ARALIK 1976)

SAYI 1 (ARALIK 1976)

SAYI 3 (ŞUBAT 1977)

SAYI 3 (ŞUBAT 1977)

SAYI 4 (NİSAN 1977)

SAYI 4 (NİSAN 1977)

SAYI 5 (KASIM 1977)

SAYI 5 (KASIM 1977)

SAYI 6 (OCAK 1978)

SAYI 6 (OCAK 1978)

SAYI 7 (ŞUBAT 1978)

SAYI 7 (ŞUBAT 1978)

SAYI 8 (NİSAN 1978)

SAYI 8 (NİSAN 1978)

SAYI 9 (AĞUSTOS 1978)

SAYI 9 (AĞUSTOS 1978)

DEVRİMCİ ÖĞRETMEN

12 Mart’ın baskı ve şiddet politikalarının etkisini yitirmesiyle birlikte 1970’li yılların ortasından itibaren toplumsal muhalefetin her alanında gözle görülür bir yeniden toparlanma ve yükseliş otaya çıkmıştır. Üniversitelerde yeşeren gençlik hareketi kısa süre içerisinde kitleselleşmiş ve kampüslerin dışındaki toplumsal mücadeleleri de etkiler hale gelmiştir.

Bu dönemde geniş gençlik kesimlerini etkisi altına alan Devrimci Gençlik dergisinde ortaya konulan siyasal mücadele çizgisi, kısa zamanda gençlik kesimlerinin sınırlarını aşarak, başta öğretmen ve mühendis-mimar örgütlenmeleri olmak üzere toplumun farklı kesimleri arasında taraftar kazanmaya başlamıştır. Dönemin öne çıkan demokratik kitle örgütleri ve sendikaları(TÖB-DER, TÜM-DER, TÜS-DER, TMMOB, DİSK vs) içinde etkili hale gelmeye başlayan Devrimci Gençlik çizgisi, bu alanlara özgü politikalar geliştirebilmek için çeşitli çalışmalar yürütmüştür.

Bu çerçevede, ülkemizdeki en önemli toplumsal mücadele dinamiklerinden birisi olan öğretmen hareketinin örgütlendiği TÖB-DER içinde hâkim olan hatalı eğilimlere karşı mücadele verilmek için Aralık 1976’da Emperyalizme ve Faşizme Karşı Devrim Öğretmen dergisi yayın hayatına başlamıştır. Derginin ilk sayısında yer alan Çıkarken yazısı, derginin amacını açık biçimde ortaya koymaktadır:

ÇIKARKEN

Toplumsal hareketin ve toplumların gelişmesinin temel dinamiği olan sınıflar mücadelesi olanca karmaşıklığı içinde ve sürekli yükselerek devam ediyor!

Emekçi halkların emperyalizme ve hâkim sınıflara karşı uyanışları ve mücadeleleri dünyanın her tarafında yükselirken, proletaryanın ve ezilen halkların kurtuluş savaşlarının her geçen gün ulaştığı yeni zaferler emperyalizmi dünya ölçeğinde geriletiyor ve hızla nihai çöküşe doğru sürüklüyor.

Son on yılda, toplumumuzun yaşamakta olduğu karmaşaya ve hızlı bir toplumsal uyanışa neden olan da, son tahlilde dünya ölçeğindeki ezilen halkların ve dünya proletaryasının zaferine doğru gelişen sınıf mücadelesidir.

Ülkemizde de mücadele, emekçi halk güçlerinin zaferi doğrultusunda gelişmektedir. Hâkim sınıflar, içinde bulundukları iktisadi, siyasi ve sosyal çıkmazlardan bir türlü kurtulamamakta; aksine, çırpındıkça daha derin çıkmazların içine gömülmektedirler. Bu ise onların her geçen gün yeni saldırılar tezgâhlamalarına yol açmaktadır. Tıpkı yaralı bir domuz gibi azgınca saldırmaktadırlar. Onlar saldırdıkça yeni darbeler yiyecek, bu şekilde kaçınılmaz sonlarına kadar çırpınışlarını artıracaklardır.

Bugün de hâkim sınıfların sömürü ve talan düzenini devam ettirebilmek amacıyla giriştiği baskı ve sindirme hareketleri giderek yoğunluk kazanırken, oligarşinin faşist terörü derinleşmektedir. Buna karşılık işçi sınıfının ve diğer emekçi halk güçlerinin mücadelesi güçleniyor. Emekçi halkın bilinçlenmesi ve uyanışının hızlanması, her geçen gün bilinçli halk kesimlerince yürütülen devrimci mücadelenin yaygınlaşıp yükselmesini sağlıyor. Devrimci Öğretmen mücadelesi bunun bir parçasıdır.

Bu açıdan Devrimci Öğretmen mücadelesinin sorunları, onun kopmaz bir şekilde bağlı olduğu genel devrimci hareketin sorunları perspektifinden ele alınabilir. Bugün ülkemizde “sol” hareketin durumunu özetlemek gerekirse, çok parçalılık ve bölünmüşlük olgusu ilk elde ifade edilmelidir. 1971 dönemi sonrasının yarattığı kavram karmaşası bir bakıma yapısal duruma da yansımaktadır.

Bu ideolojik ve örgütsel karmaşa ortamı içinde, dünya ölçeğindeki etmenlerin de tesiriyle revizyonizm “güç” toplamaktadır. “Sol” içindeki kararsız, istikrarsız, yılgın unsurları örgütleyerek sahte ve kof bir güçlenme eğilimi oluşturmakta, bu akım birçok iyi ve dürüst unsuru da peşinden sürükleyerek emekçi halkın mücadelesini çok ağır bir şekilde saptırmaktadır. Bu “güçlenme”, işçi sınıfı hareketi içinde burjuvazi hesabına bir güçlenmedir.

Buna karşılık, bu akıma reaksiyon olarak bir başka eğilim daha ortaya çıkmakta, her bakımdan Marksizmin çarpıtılması biçiminde bir ideolojik hat ve onunla beraber de pratikte çeşitli biçimlerde ortaya çıkan bir siyasi oportünizm şeklinde şekillenmektedir.

“Toplumsal ilerleme”, “ileri demokrasi” vb. ya da “Ne Amerika Ne Rusya Bloksuz Türkiye” şeklinde ilk bakışta birbirine ne kadar karşıt gelen ifadeler kullanılırsa kullanılsın, varış noktaları bir ve aynıdır: ekonomizm, sınıf uzlaşmacılığı ve emekçi halkın kurtuluşunun tek yolu olan DEVRİMDEN vazgeçme!

Oligarşinin faşist terörünün giderek yaygınlaştığı böyle bir dönemde, bağımsız bir devrimci siyasi hat ve onun siyasi-örgütsel ifadesi olarak devrimci bir parti, bugün emekçi halk güçlerinin en temel gereksinimi olarak karşımıza çıkıyor. Bugün her devrimci; öğretmen olsun, işçi olsun, öğrenci olsun, istisnasız bütün bilinçli devrimciler, pratikte yaptıkları her şeyin doğruluğunu bu temel göreve hizmet etme, bu bağımsız siyaseti belirleme, onun üstünde yükselerek devrimci bir siyasi pratiği, böyle devrimci bir partinin inşası doğrultusunda yükseltme açısından değerlendirme durumundadırlar.

Kendisinin kurtuluşunu tüm emekçilerin kurtuluşundan ayrı görmeyen DEVRİMCİ ÖĞRETMEN işte böyle bir ortamda görev yapacaktır. Öğretmen hareketine musallat olmuş, yönetimin tepesine kadar çıkabilmiş pasifizme, revizyonizme karşı; hayali hedeflerle hâlâ kafaları bulandırmaya çalışan oportünistlere karşı ve öteki yanlış akımlara karşı devrimci dünya görüşünü kılavuz edinen DEVRİMCİ ÖĞRETMEN, ekonomik-demokratik, politik ve ideolojik mücadele bütünselliğini koruyarak öğretmenlerin devrimci birliğini ve bunun Türkiye soluna katkısını sağlamaya çalışacaktır.

Oligarşinin emekçiler ve öğretmenler üzerindeki baskı ve zulmüne karşı, emperyalizme ve faşizme karşı etkin bir mücadele sürdürmek amacındadır DEVRİMCİ ÖĞRETMEN.

Öyleyse Devrimci Öğretmen Hareketi, halk yığınlarıyla bütünleşme yolunda ileri atılmalıdır. Devrimci Öğretmen Hareketi, emekçi sınıfların direniş ve mücadele gücünü yükseltecek, halk eylemlerini örgütlendirecek bir perspektiften ele alınmalıdır.

Türkiye emekçilerinin kurtuluşunun ve buna bağlı olarak öğretmenlerin mücadelesinin zaferi için İLERİ!

Devrimci öğretmenlerin birliği için İLERİ!

Emperyalizme ve faşizme karşı tek bir ses, tek bir yürek!

DEVRİMCİ ÖĞRETMEN

DEVRİMCİ ÖĞRETMEN

1 Mayıs 1977, Taksim Meydanı, TÖB-DER Korteji

Aralık 1976 ile Temmuz 1978 tarihleri arasında 9 sayı olarak yayınlanan Emperyalizme ve Faşizme Karşı DEVİMCİ ÖĞRETMEN Dergisi başta öğretmenler olmak üzere dönemin tüm kamu çalışanları hareketi içerisinde etkili bir yayın ve hareket haline dönüşmüştür. 1977 yılından itibaren ülke çapında pek çok TÖB-DER şubesinde ve 1978 yılında gerçekleştirilen TÖB-DER 4. Olağan Genel Kurulu’ndan itibaren de TÖB-DER Genel Merkezinde en etkili siyasal hareketlerden birisi olmuştur.