Ülkemizde yükselen halk hareketlerine ve devrimci mücadeleye karşı emperyalizme bağımlı olarak, devlet politikalarının ve örgütlenmesinin bir parçası olarak gelişen faşist hareket 12 Mart sonrası dönemde ülke çapında yaygınlaşarak toplumu baskı altında tutan bir terör örgütlenmesine dönüşmüştür. 1975 yılında kurulan 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti, ülkemizdeki faşistleştirme politikalarının ve faşist saldırganlığın artmasında ve sistematik hale gelmesinde önemli bir eşik olmuştur. Bu tarihten itibaren üniversitelerden başlayarak ilerici, devrimci güçleri hedef alan yoğun bir faşist saldırı dalgası yükselmeye başlamıştır. Bu saldırılar kısa sürede üniversitelerin sınırlarını aşarak, başta Alevi yurttaşların yaşadıkları iller ve mahalleler olmak üzere tüm toplumu tehdit eden, can güvenliğini ortadan kaldıran bir boyuta yükselmiştir.

Ülke çapında yayılan ve şiddetlenen bu faşist saldırganlığa karşı aktif bir direniş çizgisinin örgütlenmesi gereği 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren temel bir ihtiyaç halini almıştır. Bu durum aynı zamanda üniversitelerle ve gençlik hareketiyle sınırlandırılmış bir örgütlenme ve mücadelenin perspektifinin ötesine geçmeyi de zorunlu hale getirmiştir. Devrimci Gençlik hareketi içinde ve Devrimci Gençlik Dergisi sayfalarında yürütülen tartışmalar sonucunda bu ihtiyacı karşılayacak, faşizme karşı ülkenin en ücra köşelerinde bir aktif bir direnişi örgütleyecek bir yayın organının çıkartılması karar alınmıştır.

Devrimci Yol Bildirge (Nisan 1977)

Bu doğrultuda ülkenin farklı bölgelerindeki Devrimci Gençlik hareketinin unsurlarıyla ve farklı kesimlerle yürütülen tartışmalar sonucunda hazırlanan Devrimci Yol Bildirgesi 1977 yılı Nisan ayında yayınlanmıştır. Ülkenin ve dünyanın içinde bulunduğu koşullarda devrimci hareketin temel görevlerine ilişkin 1975 yılından itibaren Devrimci Gençlik Dergisi’nde yürütülen tartışmaların ve öne sürülen teorik yaklaşımların bir arada ele alındığı Bildirge, Devrimci Yol hareketinin Türkiye sosyalist hareketi içerisindeki ideolojik ve politik konumunu da belirleyen temel bir metin olmuştur. 1 Mayıs 1977 tarihinde yayınlanmaya başlayan Devrimci Yol Dergisi, Bildirge’de öne çıkartılan antifaşist mücadelenin örgütlendiği ve yine bildirgede ele alınan teorik ve politik tartışmaların derinleştirildiği bir yayın olmuştur.

Ülke çapındaki yaygın toplumsal ilişkiler ağından beslenen ve düzenli bir yayın kurulu faaliyetiyle Ankara’da yayına hazırlanan Devrimci Yol Dergisi kısa zamanda 150 bini aşan bir tiraja ulaşmıştır. Devrimci Yol sadece yüksek tirajıyla değil, ülke siyasetine ilişkin güncel müdahaleleriyle de etkili bir yayın organı olarak öne çıkmıştır. Farklı bölgelerde yürütülen devrimci çalışmalara ve direnişlere ilişkin yayınlanan ve bazıları 250 bin adet basılan özel sayılar, Devrimci Yol’un toplumsal etkinliğinin artmasında önemli rol oynamıştır.

Devrimci Yol Sayı: 1 (1 Mayıs 1977)

1979 yılı başına kadar Ankara merkezli olarak düzenli bir periyodla yayınlanan Devrimci Yol Dergisi, 1979 yılından itibaren sıkıyönetim koşulları altında farklı illerde yayına hazırlanan daha düzensiz periyodlarla yayınlarına devam etmiştir. 12 Eylül Darbesi sonrasında yayınlanan darbe değerlendirmesiyle birlikte toplam 38 sayı olarak yayınlanan Devrimci Yol Dergisi, 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren faşizme karşı verilen yiğitçe mücadelenin örgütleyicisi ve sesi olmayı başarmış, kendi döneminin ve ülke tarihinin en kitlesel devrimci hareketine ismini veren bir yayın organı olarak tarihe geçmiştir.